İslâmî ilimler tarihinin Osmanlı evresi teorik ve pratik yönleriyle tasavvufa özgü temel karakteristikleri çok yönlü olarak yansıtan bir tarihsel aralığa denk düşmektedir. Osmanlı sûfîleri bir yandan yazdıkları eserlerle nazarî mirasın kavramsal dağarcığını canlı tutmuşlar, diğer yandan kurumsal kimliklerini tekkelerde bulan bir eğitim alanı oluşturarak tasavvufun insan hakkındaki perspektifine fiilen örneklik etmişlerdir. Bugünden bakıldığında gerek kavramsal uzanımları gerekse tarih içerisinde ...